24 Ağustos 2010 Salı

Trabzon 3 -2 Fenerbahçe : Telafisi mümkün!



Maç Öncesi

Sezon başının en formda takımı olarak Trabzonspor gösteriliyor. Fenerbahçe Antalya karşısında yaptığı artistik başlangıcın havasını Yunanistan’da kaybetmiş durumda. Fenerbahçe’nin Trabzon’a yıllarca çaktığı çelmelerin öcü geçen sene alınmış. Ama Trabzon halkı öce doymuş değil. Zaten Türkiye’de Fenerbahçe ile maçı olanların konsantrasyonu bir başka! Düşmanın yurttan atılışı gibi bir neşe kaynağı F.Bahçe galibiyetleri.

Kocaman 11

Değişim’in onbiri yazısı hemen şuracıkta. Aykut Hoca bizi şaşırtmıyor ve Alex’in sahada içinde durmasından ziyade yanıbaşında durmasının daha hayırlı olduğunu düşünerek kulübeye alıyor. Diğer şaşırtıcı hamle Özer’in oynamasını beklediğimiz mevkide Semih’in yer alması. Kocaman için Özer 1. torbada demiştik. Ama Stoch’u da aynı kalitenin adamı olarak gördüğümüzden yokluğuyla üzüldük. Neyse ki ilk golün asist sahibi Semih erken havlu atarak yerini Stoch’a bırakıyor. Stoch ikinci golün asistini yaparken üçüncü asisti ve beraberliği Mehmet Topuz auta gönderiyor.

Medyanın gazı

Melih Şendil Trabzon gol attıkça “bu kadro çok tartışılacak” gazıyla yükleniyor. Alex yürüyor diyenler maç sonrası Alex’ci kesilmiş. Rıdvan Dilmen, Özer’in sıkça yer değiştirmesini “plansızlık” olarak addediyor. Sahaya, kadroya hakim bir Aykut Kocaman gerçeğini es geçiyorlar. Her hamle bilinçli, her hamle bitirici. 70nci dakikada kimin çıkıp kimin gireceğinin belli olduğu bir takım değil artık Fenerbahçe. Fenerbahçe değişiyor, değişmek istiyor ama medyatik kafalar başka yerde. Değişiklikler ve değişimler galibiyeti getirse “doğru olanı yaptı, ben de onu diyordum zaten”, “Aykut Hoca mükemmeldi” yorumları gelecek. Samimiyet mi dediniz?

Neden 3-2?


Çok iyi pas yapamamasına rağmen yıllardır deplasmanın yürüyen ve mahkum takımı, bu sezonun formda Trabzon’u karşısında korakor bir maç çıkardı. Kadrodaki tek yeni transfer Niang Egemen'le eşleşmiş olmanın şaşkınlığıyla oynadı. Ona sorsanız eminim Egemen’in 2 sarıdan atılması gerektiğini söyleyecektir. Sanırım zamanla alışır veya ona anlatırlar. Atılan 2 golden hariç 3 çok net gol fırsatı var. Trabzon’un bulduğu goller tam olarak felaket. Acaba bu erken goller gelmese, farzı misal skor olarak ortada dönecek bir oyunda ikinci yarıdaki aksaklıklar yaşanır mıydı?

İlk golün şanssızlığı bir yana üçüncü golde futbolun en basit kurallarından biri atlandı. Duran top organizasyonlarında her takım uzun boy avantajı elde etmek için stoperlerini hücuma gönderir. Peki Trabzon’un en uzun stoperi konumundaki Glowacki topa vururken yanında kimler var? İki takım arkadaşı! Bu biraz sorumluluk, konsantrasyon ve zeka işi. Bu futbolcuya her maç öncesi hatırlatılacak bir şey değil. Futbolun temel prensiplerinden. Hal böyle olunca böyle bir deplasmanda çıkartması zor iki gol giriyor haneye. Bundan ala neden var mı?

Stoch’un girmesi F.Bahçe’ye hareket getirdi. Ama Stoch içeri katetme olayını abartıyor. Sol çizgiden tamamen bağımsız oynamaya başladı. O kadar çok içerde durdu ki acaba Aykut Hoca onu ortaya Özer’i sola mı aldı diye düşündüm. Onun bu bağımsızlığı ikinci yarının başında Yattara’nın Santos’u ezip geçmesine de neden oldu. Bu bölümde Teofilo ve Yattara’nın kaçırdığı goller “komedi futbol” programlarının ağzına layık.

Özer daha dikkatli olmalı. Aykut Kocaman’ın onu kullanacağının aşikar olduğunu biliyoruz. Oyun kurmada, paslaşmada aceleci olmayıp doğru kararlar vermeli. Biraz da basit oynamalı. Kendini geliştirmesi takım için de çok önemli.

Trabzon iyi oynuyor. Buldukları gollerin F.Bahçe sisteminde getirdiği “doğal” disiplinizlik ile ikinci yarı 3 gol buldukları ilk yarıdan daha etkili oynadılar. 3-2 önde olmalarına rağmen 0-0 ya da gerideymişçesine hücum varyasyonlarına devam ettiler. Eğer bu futbol F.Bahçe motivasyonu olmayıp her takıma uygulanacak bir özellik olursa, buradan kimlerin kaç farklı skorla çıkacağını varın siz tahmin edin.

Kaderin ağları…

F.Bahçe’nin yakasını şanssızlık bırakmıyor. CL ön elemesinde Young Boys gibi bir takım çıkıyor, yetmiyor UEFA rakibi PAOK oluyor. Antalya maçı ile moral bulunmuşken arkasındaki rakip Trabzon oluyor. Sakatlıklar, eksiklikler ve acayip goller. Aykut Kocaman’ın başarısız görünmesi için her imkan sağlanıyor gibi. Fakat medyanın aksine taraftar homurdanmıyor, en azından benim tanıdıklarım. Aykut Kocaman ile bu takıma bir “haller” olduğunun herkes farkında… Hepimiz telafisi mümkün diye düşünüyoruz.

Son dakika notu: Niang için Egemen’le eşleşmiş olmanın şaşkınlığını yaşadığını söyledim şakayla karışık. Meğer gerçekmiş! :) Görsel almak için girdiğim kulübün sitesinde Niang’ın yaptığı açıklamanın son kısmı şöyle: “Alışmam gereken başka şey de Türk futbolu.  Bugün Türk futbolunda formadan çekmenin çok fazla olduğunu gördüm. Fransız futboluna göre farklı bir mücadele var sahada”

Yorum yok.

3 yorum:

awex dedi ki...

Dün gece çok keyif alarak ve çok üzülerek bir maç izledim ...meğer bu 8taşlar bizi nekadar çok seviyormuşta haberimiz yokmuş ...resmen Kocaman Aykutlu olan Fenerbahçemizin yenilmesi için duaya bile çıktılar ama gördükleri tek şey korku oldu ..5. haftada defans olayını çözerse Aykut hoca biz bu 8taşın guti'nden koyarız ...Kocaman Aykutlu Cumhuriyetimize başarılar..

Yedinci Samuray dedi ki...

Stoch konusunda katılıyorum. Özer'in biraz daha akıllı oynaması gerektiği gerçeğini de...

Baroni mevzusuna aklım takılıyor. Mehmet Topuz'u Emre'yle beraber oynatıp sağ kanada diğer alternatifler düşünülemez miydi ?

Aykut'u her şekilde bütün kötü skorlara rağmen destekliyorum. Bu takımda ışık var. Sadece zaman lazım.

Erdem dedi ki...

@yedinci samuray

baroni kanayan yaramız. M.Topuz iyi niyetine rağmen eksiklikleri yüzünden asla iyi bir kanat oyuncusu olamaz. Zaten kanat oyuncusu falan değil. F.Bahçe'de su an oynayabileceği en uygun yer orta ikili. dia'nın sakatlığı kazım'ın gözden çıkarılışı onu su an buranın oyuncusu yapıyor. Kazım sezona fırtına gibi girse farklı olmaz mıydı?

@awex

:))