4 Ağustos 2010 Çarşamba

Kadıköy'de güneş doğacak mı?


Geçmişte ne yaşanırsa yaşansın futbol zekası gelecekte olanlara yönelmeye eğilimlidir. Bugün Kadıköyde yeni sezonda ilk kez taraftarın karşısına çıkacak F.Bahçe için de aynı şey geçerli. Geçen sene yaşanan kayıplar akıllarda değil şimdilik. Geçmişi unutturmanın en kolay yoludur değişim. F.Bahçe bugün sahaya yeni bir hoca ve 2 yeni oyuncu ile çıkacak. Belki 80 ve 90’lı yıllardaki gibi toplu değişimlerin takımı değil artık F.Bahçe ama Aykut Kocaman ile zihniyet değişiminin kapısında. En azından söylenenler bu yönde ve taraftar da bu değişime inanmış durumda. Bugün değişime olan inancın perçinleneceği bir karşılaşma olabilir. Hazırlık maçlarında ve ilk Young Boys maçında oynanan futbolun özrü çıkabilir bugün.

Kocaman’ın değiştirmek istedikleri ayrı bir yazı konusu olur. Değiştirmek istedikleriyle ilgili gözlemleri bu maçta bulmayı ummak da saçmalık. Ama taraftar stadın içine girdiği zaman mantığıyla değil duygusuyla hareket eder. Geçmiş yıllardan miras kalan saha düzeni ve iki transferle zihniyet devrimi yapılabilir mi? Hele ki F.Bahçe gibi oyun sistemi uzun yıllar t.direktör yorumları hariç hiç değişmemiş bir takımda. Ama dediğim gibi futbolcuların iyi oynama gayreti ve alınacak iyi bir skor aslında yolun başında olan değişime inancın perçinlemesi açısından önemli bir maç bu.

Başka bir açıdan da önemli bir maç. Eğer liginiz popülarite açısından ilk beşe giremiyorsa kendinizi göstereceğiniz, duyuracağınız bir kapı Avrupa arenası. İngiltere ligi onuncusu Avrupa’dan kupa almasa da çoğu ligin çoğu takımından daha popüler ve daha caziptir, hem izleyenlere hem oynayanlara. Öyleyse sizin bu popülariteye ulaşmak için Avrupa maçlarında çok çalışmanız gerekir. Değişim hocaların, ekiplerin fikirleriyle gerçekleşir belki ama oyuncularla hayata döner. Ve bugün elinizde olmayan popülarite ile ya gözden düşmüş yaşlı oyunculara, ya da güney amerika piyasasına yönelebilirsiniz. Bir forvet transferi için elli kapı çalar, nazlanan oyunculara ekstra tavizler vermek zorunda kalırsınız. F.Bahçe Aziz Yıldırım döneminde çok başka çok doğru oyunculara yönlendi daima. Ama ne ligin ne de klübün popülaritesi bu oyuncuları transfer etmeye yetmedi. Örneğin geçen sene C. Poulsen ikna edilebilseydi bugün Cristian’ın yerinde o olacaktı. Krasic ikna edilebilseydi Dia’nın yerinde o. Örnekler saymakla bitmez.

Öyleyse F.Bahçe Avrupanın sayılı klüplerinden biri olma hayalini/hedefini gerçekleştirmek için en gerekli öğe olan zihniyet değişimini güçlendirmek adına geçmişte taraftarın pankartlarına yansımış “Avrupanın Doğan Güneşi” sıfatlı bir takım olmaya da çalışmalı. Böylece klübün teklifini duyan oyuncu nazlanmadan ya da uçuk maaşlar teklif edilmeden kulübe gelebilir. Bugün Porto takımını çekici kılan Potekiz Liginin popülaritesi değil Porto’nun Avrupa kupalarında devamlı olarak belli bir seviyenin üstünde bulunmasıdır. F.Bahçe futbol takımı da eğer birşeyleri değiştirmek ve gerçekten Avrupa’da adı geçen bir klüp olmak istiyorsa oyuncularına göstereceği hedef budur. Avrupa!

Tabi bu sadece işin yabancı transferine bakan kısmı. Altyapıyla, klüp içi düzenlemelerle ilgili kısmı yani “Kocaman Değişim” ayrı ve uzun bir yazının konusu olur…

3 yorum:

nassoi dedi ki...

Fener'in artık 2.torbanın demirbaşı olmak zorunda bu potansiyel fazlasıyla var bunu başaramamanın adını direk başarısızlık olarak koyarım,artık tesis lafınıda duymak istemiyoruz tesis artık çatladıkkapıspor'da da var:)

nassoi dedi ki...

Fenerbahçe artık güçlü bir teknik ekibe,rakibleri izleyecek scoutlara her kıtada yetenek avcılarına,yeri geldiğindede istediği oyuncuyu alabilecek bütçeye ihtiyacı var.

intune dedi ki...

Türk futbol camiasının komple istifa etmesine ve baştan başlamaya ihtiyaç var... Bu kadar salak ayıklanmaz artık. Sıfırlamak lazım...