16 Ağustos 2010 Pazartesi

Fenerbahçe 4 - Antalyaspor 0


Young Boys maçlarında olmayan ne varsa birleşip Kadıköy’e gelmişti bugün. Fenerbahçe daha “as” onbiriyle Antalya karşısında ilk yarı fırtına gibi eserek 4 golle maçı bitirdi. İnsan merak ediyor Antalyasporun kötü oynaması mı Fenerbahçe’yi iyi yaptı yoksa Fenerbahçe’nin iyi oyunumu Antalya’yı kötü? Belki ikinci yarı biraz daha dengelenen oyun ilk şıkkı tercih etmeye yol açabilir. Ama bu iyi pas trafiği oluşturan bir takım için haksız bir değerlendirme olur. F.Bahçe bunu sürekli yaptığı zaman izleyenlerin saygısını kazanarak bir “Barcelona” gibi rakip kötü olduğu için değil onlar iyi olduğu için durum böyleydi yorumlarına kavuşabilir. Şimdilik diyebiliriz ki 34 bölümlük dizinin ilk bölümü gayet heyecanlı ve tempolu geçti.

Antalyaspor pres yoksunu ve kopuk oyunuyla F.Bahçe’nin oynamak istediği “tatlı” futbola kaymak misali bir katkıda bulundu bu doğru. Ama kaymağın verdiği tattan önce tatlıyı değerlendirmek gerekir. Özelikle ilk yarı çok hareketli bir F.Bahçe vardı sahada. Sağ kanatta Mehmet Topuz geçen sezonun sonlarıyla birlikte yükselttiği kalitesini bu maçta pekiştirdi. Gökhan Gönül ile o kadar pozitif bir oyun sergilediler ki sol kanatta oynayan yeni transfer Stoch’un gölgede kaldığı bile söylenebilir. Mehmet Topuz hücumda sağladığı etkinlik kadar oyunun defansif yönünde de çok faydalı işler yaptı. Gökhan Gönül’ün bitmek tükenmek bilmeyen akınlarının altında Mehmet Topuz’un etkisi çok fazla. Young Boys maçında top rakipteyken oyunu izleyen dörtlünün (Dia, Stoch, Alex, Gökhan Ünal) yapmadığı işler bugün yapıldı. Mehmet Topuz kadar olmasa bile Stoch’da Andre Santos’un yükünü hafifletmek adına istekliydi. İlk yarı pek iş düşmese de ikinci yarı bu isteği sahada görebildik.

Young Boys maçıyla eleştirilen/eleştirdiğimiz Alex bir gol ve bir asistle oynadı bugün. Alex’in geçmişine baktığımız zaman şaşırtıcı bir istatistik değil. Peki Alex adına gerçek bir kıpırdanma söz konusu muydu? Evet! Belki Alex Sneijder olmadı bugün ama daha istekli göründü, yapması gerekeni yaptı, geri gelip topu orta sahadan alarak oyunu yönlendirdi. Bu Cristian ve Emre Belezoğlu’nun hatta stoperlerin, beklerin sorumluluklarını azaltan bir iyilik. Alex’in defansif olarak takıma bir katkı sağlanması beklenmiyor zaten (bekleniyor ama beklenemiyor!) ondan istenen durağan oyunundan silkinip takımın atağa kalkmasında daha aktif rol alması. Tabi Alex’in futbolunun sahaya daha pozitif yansımasında Stoch ve Mehmet Topuz ikilisinin oyunun savunma yönüne yaptıkları katkının etkisi büyük. Eğer Young Boys maçında gözlemlediğimiz savunmayla hiç ilgilenmeyen ileri dörtlü görüntüsü bu maç için de devam etse belki galibiyetten olunmaz ama daha zor bir maç ortaya çıkardı. Çünkü bu görüntü F.Bahçe’nin orta sahasının düşerek oyun ve pozisyon hakimiyetini rakibe vermesine yol açıyor.

İkinci yarı düşen tempo çok dikkate değer bir dezavantaj sayılamaz. Çünkü skor ideal ama hava şartları değil! Üstelik uefa ligi ve zorlu Trabzon deplasmanı da ufukta gözükürken. Yine de doğru bir tespitle “istediğimiz doğru pas trafiği ile oyunu kontrol altında tutmaktı, bunu başaramamış olmamız pek iyi olmadı sadece” dedi Aykut Kocaman.

Bu maçta kötü oyuncudan bahsetmek mümkün olmadığı gibi bütünüyle iyi oynayan bir takımda herhangi bir oyuncuyu da ön plana çıkarmak çok doğru değil. Sadece sakatlık dönüşü Mehmet Topuz’a ve harika oynayan Gökhan Gönül’e dikkat çekebilir. Gökhan Gönül’ü dost meclislerinde eleştiririm, çünkü mental özelliklerini biraz daha geliştirerek dünya çapında bir bek oyuncusu olabilir. Bir de “bel üstü” orta yapamama sorunu geliştirirse, ki onu başka zaman konuşuruz :)

Genç Semih 2 gol ve 1 asistle “güçlü” olmak isteyen F.Bahçe’nin güçlü bir alternatifi olduğunu gösterdi yine. Niang oynamasa ben her zaman ki gibi burdayım mesajını verdi. İyileşince takıma girmesi beklenen Dia’nın tam olarak nasıl bir katkı yapacağını henüz bilemiyoruz. Young Boys maçında hücumda etkin olduğunu gösterdiği gibi defansif anlamda yetersiz olduğunu da gösterdi. Eğer kendisinin de şikayet ettiği bu huyunu geliştirmezse F.Bahçe’yi ve Gökhan Gönül’ü zor bir sezon bekleyebilir. Forvet karakterli bir kanat oyuncusu olması bu konuda bir gelişme göstereceğine dair pek umut vermiyor. Yine de bekleyip görmek gerekir.

Fenerbahçe sezon öncesi gribine  erken yakalandığı için hastalığı tedavi ile atlatmış gözüktü. En büyük ilaç takımın daha düzgün bir ilkonbirle sahaya çıkmış olmasıydı. Ama mantık olarak da iyileşmeler yaşandığı yukarıda belirttiğim gibi görüldü. PAOK maçıyla birlikte gerçeğin ne olduğu biraz daha net ortaya çıkacak.

Hiç yorum yok: