20 Eylül 2010 Pazartesi

Fenerbahçe - Beşiktaş maç sonrası notlar




Dakika 18. Alex ilk kez topla buluşuyor, orta alanda topu alıp solundaki arkadaşına oynuyor. Guti maçın topla en çok oynayan, en çok buluşan adamı.


Aykut Kocaman topa sahip olmaktan, pas yüzdesinden basediyor. Beşiktaş isabetli pas oranında 150 pas kadar önde. Topla oynama yüzdesi Beşiktaş lehine %60 - %40.


Geçen hafta yedek bile olamayan Bilica harika bir maç çıkarıyor. Kademeye giriyor, Santos’un yerine de koşuyor, Quaresma ile boğuşuyor. Topun önüne kafasını, ayağını, vücudunu sokuyor. Stadta küfür yiyor mı yiyor o ayrı. Şartlanmışlık var. (Bu maç için hakkını veriyoruz)


Derbi maçta o kadar önde oynamaz denen Schuster defansı orta çizgiye kuruyor yine. Fenerbahçe savunması da geçmiş maçlara göre nispeten önde. İkinci yarı yine ait olduğu yere(!), Volkan’ın hemen önüne dönüyor.


Emre sakatlanınca orta sahada iş yapar dediğimiz Mehmet Topuz kayboluyor. Fenerbahçe kayboluyor. Mehmet Topuz hangi mevkiye kendini yakıştırıyor?


Acaba Gençlebirliğinin getirdiği hızlı Afrikalı futbolcuların bir muadili mi diye düşünüyorum Dia için. Hızıyla beraber ya da hızının da etkisiyle iyi adam eksiltiyor. Ama son pas ya da son vuruş?


Alex çıkıp Cristian oyuna giriyor. Zaten ikinci yarı hakimiyeti Beşiktaş’a bırakan Fenerbahçe için Aykut Kocaman ne düşünüyor? Antalya hariç gol yemediği bir maç var mı? Keza Guti tek pasla bitiriyor işi.


Guti’nin tek pasla başardığını Fenerbahçe 5-6 pas ile başaramıyor. Top bir türlü kaleye girmiyor. Elden ne gelir?


Dia’yı ters ayakla sol kanada yerleştirmek ezbere bir hareket. Çizgiye paralel oynattığın futbolcunun ters ayaklı olması avantaj değil dezavantaj. İlk yarı 2 yada 3 pozisyon sol ayağıyla orta yaptı Dia. Ya daha içerde kanat/forvet gibi oynatacaksın, ya da ecnebi terimle winger olarak kullanacaksan ayakla uyumlu kanada vereceksin. Özer’in girmesiyle birlikte sağa geçen Dia, sağ çizgiden içeri 2 önemli bindirme yapıyor.


Quaresma durdurulabiliyor. Ama meziyetleri 90 dakika içinde mutlaka pozisyon bulmasına, yaratmasına imkan sağlıyor.


Formadan çekmek, elle kolla temas ne zaman faul olacak bu ligte?


Fenerbahçe’nin oynadığı 5 maçtan üçü Trabzon (D), Kayseri (D) ve Beşiktaş. Antalya ve Manisa gibi takımlar dörtlük tarifeden ücretlendirildi. Puan kayıpları bir bakıma anlamlı bir bakıma anlamsız. Anlamsız tarafı, zor maçları kazanamamanın bir özrü olmasına karşın bu tür maçları kazanamadıktan sonra nasıl şampiyon olunacağı?



6 yorum:

intune dedi ki...

Fenerbahçe beklediğimden daha dirençli ve güçlüydü ama sadece ilk yarıda. Dünkü oyun galiba biraz da gurur kurtarma amaçlıydı. Onun dışında pek önemli bir özellik göremedim. Yine de maçı 3-0 kazanabilirdi Fenerbahçe. Öyle olsaydı da gelecek hafta için fazla umutlu olmazdım.
Beşiktaş'ı çok beğendim. Beşiktaş'ı dediysem Guti'yi. Kafa çalışıyor adamda. "Ben sizden daha büyük oyuncuyum." dedi bütün sahaya. Verdiği kararlar, amaca yönelik ve etkili oyunu, sakinliği... Herşey dört dörtlük. Quaresma ise süper yetenek ama Guti kadar takımın tümüne faydalı bir oyuncu değil.
Maç kimin hakkıydı dersen bence beraberlik olması gereken sonuçto, oldu. Fenerbahçe yaradana sığınıp oynadı ve Beşiktaş'ı zorladı. Beşiktaş ise fazla yumuşak kaldı ve yediği golü hak etti.
Beşiktaş daha iyi ve heyecanlı bir takım. Fenerbahçe ise maç boyunca koşabilse çok dişli ve korkutucu bir takım.
Sonucu zaman gösterecek...

Erdem dedi ki...

F.Bahçe maç boyunca neden koşamıyor onu da anlamış değilim? Gerçi kopuk, birbirinden metrelerce uzak oynayan futbolcular ekstra koşar ekstra yorulur. Yine de bir kondisyoner sorunu oldugunu düşünmeye baslıyorum artık.

Ben fenerbahce'nin iyi olduğu ilk yarıdaki istatistikleri de görmek isterim. isabetli pas, topla oynama vs. hem ilk yarı gerçekten iyi miydik bunun hakkında bir fikir verir hem de ikinci yarıda ne kadar ezilmişiz ne kadar ezilmemişiz onu anlarız

intune dedi ki...

Fenerbahçe'nin maç boyunca koştuğunu pek görmedik zaten bugüne kadar. Tuncay ve Aurelio bu takımın aslanlarıydı. Biri İngiltere'de sürünüyor, öbürü İspanya'da küme düştü. Daha ne diyebiliriz?
Aykut şimdi koşmalarını istiyor. Eninde sonunda biri bunu isteyecekti. Kısmet 2010 yılınaymış ;) Belki seneye yapılacak yeni transferler ve gidecekler sayesinde gerçekten de koşan bir takım olur Fenerbahçe. Aykut bunu başarabilirse FB'ye en büyük hizmeti yapmış olur. Avrupa kupalarındaki en büyük dezavantaj bu konu çünkü...

nassoi dedi ki...

%60-%40 bence önemsiz bir istatistik futbol referandum değil eğer kontra atak üzerine takımı inşaa edersen topun rakipte kalmasına göz yumacaksın elbet,ama birinci golden sonra maç sayısını 5 defa kaçırırsan servisten puan yemen kaçınılmaz olur.

Erdem dedi ki...

takımı kontra atak üstüne inşa ettiğimize inanmıyorum, o futbolcuların ayıbı :)

nassoi dedi ki...

Mehmet topuz,selçuk,özer hurmacı değişimin adamları olabilirlermi acaba herkese alex'e bakmaktan bu isimleri eleştirmeyi unutuyor bunların aldığı paralar alexden az değil özellikle topuzun!!