20 Ekim 2010 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi 3ncü hafta ilk gün

Şampiyonlar Ligi


E Grubu

Bayern Münih 3-2 CFR Cluj
Çizgi filmlerde Coyote’nin Road Runner karşısında akıl almaz şansızlıklar neticesinde bir türlü başarılı olamayışı gibi Cluj, Münih deplasmanında 1-0 öne geçtiği mücadelede kendi kalesine 3 gol atarak şanssızlık destanına yeni bir yaprak ekledi adeta. Üçüncü gol Mario Gomez’in belki ama kendi kalelerine atmaktan daha beter bir gol. Almanya’da iki gol atıyorsun ve bu şekilde yeniliyorsun :) Bayern için grubun geçen hafta sonlandığını söylemiştim erken öten horoz misali, bu “şanslı” galibiyet bu hükmü iyice kuvvetlendirdi.

Roma 1-3 Basel
Roma Şampiyonlar Ligi gruplarından nasıl çıkamam diye düşünüp bu maçta yenilmeye karar vermiş olmalı. Geçen Münih maçını da boş geçmeyen Frei grup aşamasındaki ikinci golünü atmış oldu takımını 1-0 öne geçirirken. Roma’nın hakkı Roma’ya son dakikaya kadar 2-1 giden maçı çevirmek için hayli uğraşmışlar. Basel adına ikinci golü atan 21 yaşındaki bek Inkoom, Maicon’u anımsattı bana ne yalan söyliim!


F Grubu

Spartak Moskova 0-2 Chelsea
İlk iki maçını kazanan iki takımın mücadelesinde Chelsea marka gücünü ortaya koyarak çıktı Rusya deplasmanından. Zhirkov’un füzesi ve bu sene Şampiyonlar Ligi’nde dördüncü golünü atan Anelka işi bitirdi.

Marsilya 1-0 Zilina
Kendi sahasında S.Moskova’ya şanssız bir şekilde yenildikten sonra Marsilya için bu maçı ve özellikle Moskova deplasmanındaki maçı kazanmaktan başka çare yok gruplardan çıkabilmek için. İlk yarı gol için yüklenip ikinci yarının başında golü bulduktan sonra maç sakata gelmesin mantığında devam ettiler. Zaten Niang’ın satışı solak birinin sol elinin kesilmesi gibi bir etki yarattı Marsilya’da. Pek bir sükse yapan Gignac ve Remy ise henüz 1 Niang etmekten çok uzak kaldılar.


G Grubu

Real Madrid 2-0 AC Milan
Gecenin maçı ben internette yayın alabilmek için için uğraşırken bitti. İlk 15 dakikada 2 gol bulan R.Madrid, Milan takımının da gol atmaya pek hevesli görünmemesiyle maçı bu şekilde bitirdi. Cristiano Ronaldo’nun frikikten gelen ilk golünde barajın hali bir İtalyan takımı adına, Milan adına utanç verici. Mourinho yıllardır çeyrek final bile göremeyen Real Madrid için umut kaynağı adeta.

Ajax 2-1 Auxerre
Zenit’i pis bir şekilde eleyen Auxerre için bu seviye biraz fazla. İlk golde De Zeeuw’un füzesi bir yana ikinci golde takım halinde güzel bir organizasyon izletti Ajax bizlere. Belki de gecenin en güzel golü. Sarı kartı olduğu halde “Tanrının eli” Maradona’ya özenen Oliech, sahada 5 hakem senenin de 2010 olduğunu unutmuş olmalı :) Ajax Auxerre’i Fransa’da yenebilirse Milan ile İtalya’da ikincilik maçına çıkabilir.


H Grubu

Arsenal 5-1 Shaktar Donetsk
Arsenal de yakaladımı affetmiyor! Koskoca Lucescu’nun takımı, Ukrayna ligini domine eden Shaktar beş golle uğurlandı Londra topraklarından. İnsafsız Arsenel Braga’yı da 6 golle uğurlamıştı Emirates’den. Shaktar adına takımın tek golünü atan Eduardo’nun Arsenal taraftarlarınca alkışlanması hoş bir hareket olarak geceye damgasını vurdu.

Braga 2-0 Partizan
Geçen maçta evinde Shaktar’dan üç gol yerken belki 10 gol kaçıran Braga dişine göre rakip buldu bu sefer. Yavaş yavaş Şampiyonlar Ligi havasına ısınıyor olabilirler. Güzel bir frikik golünden sonra meydanı Partizan’a bırakmış olmaları bu maçı kazanamazsak Uefa da yalan olur psikolojisinden ibarettir büyük ihtimal. Elemelerin sürpriz takımı hiç değilse üçüncü olarak Uefa’ya gitmeyi hakediyor zaten.




2 yorum:

intune dedi ki...

Demek ki neymiş? Medeni olmaya, çalışmaya prim vermek lazımmış... Arsenal'e, Arsene Wenger'e sallamak günahtır günah.
Adam kendi yetiştirdiği oyuncularla, transfere para harcamadan ve her durumda güzel futbol oynama çabasıyla takım kuruyor. Üstelik Liverpool ve Manchester City gibi takımlardan da geri kalmıyor.
Büyük maçları kaybediyor çocuklar, doğrudur... Bence bunun sebebi sadece tecrübe/güven eksikliği. Saçmasapan hatalarla kaybediyorlar.
Büyük maçlar gidiyor diye "Kupa yok bişey yok. Wenger var ama." diyince Fatih böyle bi dellenebilir yani her an... Ona göre...
Wenger'e uzanan eller kırılsın!

Erdem dedi ki...

hehe sizin kadar biz de severiz Wenger üstadımızı amma velakin söylediğim de gerçektir :) tabi o sözü kendi futbol kültürümüze bi eleştiri olarak da alabiliriz kupa yok ama wenger hala duruyo bakın rijkaard gibi kovulmuyor. övgü babında yani. yersen ;)