12 Ekim 2010 Salı

Kaçan Gündem



Bir süredir internete zaman ayıramadığım için özellikle milli takım özelinde oluşan gündemden uzak kaldık. Kısa bir özetle kaldığımız yerden devam diyelim.

# Almanya maçı sonrası medyada, kısmen blog camiasında ve futbol severlerde ortaokul müfredatından kalma bir alışkanlık olan "Hiddink yenilince biz de yenilmiş sayıldık" felsefesinin canlandığını gördük. Yenilginin tüm sorumlusu Hiddink'ti, oysa bizim Avrupa arenasında destanlar yazan futbol takımlarımız, her kupada çeyrek finalden aşağı düşmeyen bir milli takımımız vardı. Ligimizin en değerli oyuncuları yabancılardan çıkmıyor, her sene Avrupa futboluna kuru kaysı adedince yerli futbolcu ihrac ediyorduk. Zaten maçtan önce ve maç sırasında(!) Ntvspor yorumcuları gerek kadro olsun gerek sahaya konan oyun olsun demediklerini bırakmadılar. Haklılık payı yok mu? Elbette... Ama Hiddink'e kulak verince onun söylemlerinde de haklılık payı olduğunu görüyoruz. "Dünya üçüncüsü bir takıma yenildik" diyor Hiddink ve biz kendimizi dünya birincisi sanıyoruz. 3-0 ağır yenilgi oluyor da 1-0 yenilsek hafif yenilgi mi olacaktı diye soruyor? Dünyanın her türlü şartında Almanya milli futbol takımına yenilmek şaşırtıcı bir olay değildir. Yola bunu kabul ederek çıkmak şöyle bir nefes almamızı, rahatlamamızı sağlar. Kadroda Volkan Şen ya da Mevlüt'ün olması bütün sorunları çözecek mi? G.Saray'da oynarken yüzüne bakılmayan Mehmet Topal Valencia'da oynayınca mı milli takım için farz-ı ayn oluyor? Yerine kadroda bulunan Selçuk İnan hiç mi iyi bir futbolcu değil? Bu futbolcuların (en azından Volkan ve Mevlüt) milli kadroda yer almasını bende arzuluyorum, fakat Mourinho'nun kendi için söylediği sözden yola çıkarak  "Bu ülkede 30 milyon teknik direktör var ama milli takımın hocası Hiddink!" Biraz ismine saygı duyup mevzuyu yeniden Hiddink hoca değil seviyesine çekmemek gerekir. Daha söyleyecek çok şey var ama böyle bırakalım.

Bugün Azerbaycan karşısında 1-0 olsun bizim olsun.

# Bülent Uygun Bucaspor'dan istifa edince şaşırmıştım. Yanılmıyorsam istifa kararından bir gün önce Lig Tv'de bir programa çıkmış, Buca'nın İzmir'i temsil eden bir güç olduğunu falan gevelemişti. Ani bir istifa, bir süre dinleneceğim yalanı ve Eskişehirspor'a geçiş. Üstüne bir de yapılan eleştiriler karşısında külhanbeyi tavrı, kamyon arkası beylik lafları. Prangalar bilmem neler. Neden sattın kulübünü hoca? Bunu açıklayamıyorsun. Son zamanlarda gördüğüm en ahlaksız hareketlerden biridir bu. Ben şahsım adına Bülent Uygun adının geçtiği her lahzada bunu hatırlayacak ve şahsına karşı duruşumu yaptığı bu hareketin paralelinde belirleyeceğim. Hele ki F.Bahçe'nin başına gelmek... Allah korusun!

# Gündemi meşgul eden bir başka konu Arda Turan'ın sakatlığı oldu. Ağrılarının gizlenmesi, milli takım kadrosuna seçilmesi, Emre'nin açıklamaları... Sakatlığı üzücü, onu milli takım kadrosunda görmek isterdik, tabi F.Bahçe'ye karşı oynamasını değil :) Sevdiğin kızın başkasının kolunda olması acı verir misali.



Hiç yorum yok: